PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK

PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK

PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK

PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK
Psikolojik sağlamlık, stresli ve zorlu durumlarda kişinin sağduyulu, olumlu ve esnek bir biçimde davranmasına imkân tanıyan bilişsel ve duygusal kapasitelerin bir birleşimidir. Psikolojik sağlamlık, kişinin güçlü yönlerini kullanarak zorluklarla başa çıkma kapasitesini ve duygusal dayanıklılığını artırır ve böylece yaşam kalitesi de artar.
Literatürde “mutlaka sağlıklı bir uyum gösterme ile bağlantılı olan ve uyum sürecine katkı sağlayan koruyucu faktörlerin var olan risk faktörleri ile belirgin etkileşimi sonucunda ortaya çıkan bir olgu” olarak tanımlanmaktadır (Gizir, 2007)
Psikolojik sağlamlığa sahip kişiler genellikle kendine güvenen, değişen koşullara uyum sağlamada esnek olan, iyi bir sosyal destek ağına sahip, olayları olumlu bir bakış açısıyla yorumlayan, stresle başa çıkma kapasitesi gelişmiş, kendini sürekli geliştiren ve kimi zaman da psikoterapiyi bu amaçla araç olarak kullanan, empati yeteneği gelişmiş kişiler olma eğilimindedirler.
KORUYUCU FAKTÖRLER
Koruyucu faktörler kavramı, risk ya da zorluğun etkisini yumuşatan, azaltan ya da ortadan kaldıran, sağlıklı uyumu ve bireyin yeterliklerini geliştiren durumları açıklamaktadır (Masten, 1994). Travmaların yarattığı etkiler kişiden kişiye değişebilir. Bazı kişiler travmaları görece daha kısa zamanda atlatırken, diğerleri daha uzun süreli ve kalıcı etkilerle başa çıkmak zorunda kalabilirler. Ancak, bazı koruyucu faktörler, bir kişinin travmaların etkileriyle başa çıkma ihtimalini artırabilir. Güçlü sosyal destek, olumlu kişilik özellikleri, düzenli egzersiz, spiritüel inançlar ve psikoterapiler gibi koruyucu faktörler, kişilerin bu zorlu dönemleri atlatmalarına yardımcı olabilir.
Özellikle, çocuklar için koruyucu faktörler büyük ölçüde önemlidir. Aile desteği; güçlü bir sosyal destek ağı; olumlu rol modeller; sağlıklı, düzenli ve tutarlı bir yaşam tarzı gibi etkenler, çocukların travmatik olaylardan sonra iyileşme süreçlerine yardımcı olabilir. Ayrıca, çocukların yaşadıkları travmalarla başa çıkma sürecinde uygun psikolojik desteğe erişebilmeleri de oldukça önemlidir.
Koruyucu faktörler, bireysel özellikler, ailesel ve çevresel faktörler ya da bu boyutların etkileşiminden kaynaklanan durumları içerebilir (Gizir,2007)
Bireysel koruyucu faktörler 
• Zekâ 
• Akademik başarı 
• Olumlu veya kolay mizaç 
• İç kontrol odağı 
• Benlik saygısı ve özyeterlik 
• Kişisel farkındalık ve kendini kabul 
• Özerklik 
• Yaşam hedeflerinin olması ve gelecek için olumlu beklentiler 
• Etkili problem çözme becerileri 
• İyimserlik ve umut 
• Sosyal yetkinlik 
• Mizah duygusuna sahip olma 
• Sağlık 
• Cinsiyet 
• Yaş 
Ailesel koruyucu faktörler 
• Destekleyici anne-baba ya da bir aile üyesiyle olumlu ilişkiler 
• Çocuğa yönelik yüksek ve gerçekçi beklentiler 
Çevresel koruyucu faktörler 
• Sosyal çevredeki destekleyici bir yetişkinle olumlu ilişkiler 
• Akran / Arkadaş desteği 
• Etkili toplumsal kaynaklar (kaliteli okullar, gençlik merkezleri, gençlik organizasyonları vb.) (Gizir, 2007)
Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi psikolojik rahatsızlıklar, travma sonrası dönemde ortaya çıkabilen önemli sorunlardır. Ancak, koruyucu faktörlerin varlığı, TSSB gibi sorunların ortaya çıkma olasılığını veya şiddetini azaltabilir.
Tüm bu faktörler, bir kişinin travmatik olayla başa çıkma kapasitesini artırabilir, ancak herkesin ihtiyacı farklıdır. Bir kişinin travma sonrası iyileşmesi için en iyi yol, kendi kişisel ihtiyaçlarına uygun bir süreç belirlemesidir. 
Ventus Eğitim ve Danışmanlık Merkezi olarak çocuk, ergen ve yetişkinlerde psikolojik dayanıklılık, travma ve sonrasında başa çıkma gibi konularda, alanında uzman ekibimizle psikoterapi hizmeti vermekteyiz.
GÜÇLENDİRİCİ ÇALIŞMALAR
Travma, kişinin maruz kaldığı olayın doğası ve şiddeti sebebiyle yaşamında kalıcı bir etki bırakabilir. Ancak, travma yaşamamış kişilerin de psikolojik sağlamlıklarını artırmak için güçlendirici faaliyetler ve stratejiler uygulayabilecekleri bilinmektedir. Güçlendirme, kişinin zor durumlarla başa çıkma kapasitesini ve sağlıklı davranış modellerini çeşitlendirmeyi hedefleyen bir süreçtir. Bu sürecin bir parçası olarak, kişi kendini daha iyi anlar, güven ve iyimserlik hissi ile birlikte sorunları çözme becerilerini geliştirir ve sosyal destek ağını arttırır. Kişisel gelişim, egzersiz, sosyal bağlantılar, kendini tanıma ve kendine özen gösterme, pozitif düşünce ve iyimserlik, kendini amaçlı hissetme, öğrenme ve gelişme gibi çalışmalar, kişinin psikolojik sağlamlığını artırabilir. Bu yöntemlerin düzenli olarak uygulanması, kişinin stresinde azalmayla, daha mutlu ve tatmin olmuş hissetmesiyle ve zorluklarla başa çıkma becerisini artırmasıyla sonuçlanabilir.

KAYNAKÇA
American Psychological Association. (2014). The Road to Resilience. Erişim Adresi: https://www.apa.org/helpcenter/road-resilience

Southwick, S. M., & Charney, D. S. (2012). Resilience: The Science of Mastering Life’s Greatest Challenges. Cambridge University Press.
Bonanno, G. A. (2004). Loss, trauma, and human resilience: Have we underestimated the human capacity to thrive after extremely aversive events? American psychologist, 59(1), 20.
Gizir, C. (2007). Psikolojik sağlamlık, risk faktörleri ve koruyucu faktörler üzerine bir derleme çalışması. Turkish Psychological Counseling and Guidance Journal, 3(28), 113-128.
Masten, A. S. (1994). Resilience in individual development: Successful adaptation despite risk and adversity. (Ed: M.C. Wang ve E.W. Gordon) Educational resilience in inner-city America: Challenges and prospects. Hillsdale, NJ: Lawrance Erlbaum.
The National Child Traumatic Stress Network. (2018). Understanding Child Trauma. Erişim adresi: https://www.nctsn.org/what-is-child-trauma/trauma-types/understanding-child-trauma