Konfor Alanı, Neokorteks ve Limbik Sistem

Konfor Alanı, Neokorteks ve Limbik Sistem

Konfor Alanı, Neokorteks ve Limbik Sistem

Konfor Alanı, Neokorteks ve Limbik Sistem

Dün sorduğum storye gelen cevapları sizler de okuduysanız fark etmişsinizdir ki bazı kişiler konfor alanlarını terk edemezken bazı kişiler de bunu yapabildiklerini hatta çok da memnun olduklarını belirtmişlerdi. Gelen cevapların arasında da çıkmak isteseler de çıkamayacaklarını düşünenler ve de çıkmak gerekli mi soruları vardı. Öncelikle Konfor Alanı derken neyi kastediyoruz? Konfor alanı; minimum stresin var olduğu, rahatlığın olduğu, durağanlığın hakim olduğu, alışkanlıkların sürdüğü görece kolay bir evredir. “Ya aslında o kadar da fena değil” dediğimiz yer.

Peki acaba beynimizle konfor alanı arasında nasıl bir ilişki var?

Bunu için yapılan bir araştırmadan hem de diğer evrelerden bahsetmek gerek. Konfor alanının dışında sihirli alan ve felç alanı olarak da adlandırılan bölgeler vardır. Optimum performans alanını olarak da belirlenen yani doğru miktardaki stres nedeniyle performansın arttığı, heyecanın da eşlik ettiği bir evredir Yüksek derecede stres ve kaygının da olduğu, kararsızlığın hakim olduğu kaygının yüksek seviyede olduğu felç alanı vardır

Peki ne oluyor orada bazı insanlar konfor alanından hiç çıkmazken bazı insanlar kaygıya veya belirsizliğe rağmen konfor alanından çıkmaya razı oluyorlar. Bu konuda yapılan bir araştırmada Rita Carter söyle söyler insanın karar verme sürecini beyninin bölümlerinden, hormonların etkisinden kaynaklanmaktadır. Neokortextimiz , limbik beynimiz ve sürüngen beynimizin sonucunda ne yapmamız gerektiğine karar veririz. Neokortex derken mantıktan,analitik düşünceyi anlamalıyız. Limbik beynimiz ise duygularımızla ilgili. Kendimizi iyi hissetmek, birini sevmek ya da beş adım uzağına kaçmak gibi kararları da burası verir.

Beynimizin bu iki bölümü hayatımızın her alanındaki karar verme süreçlerimizi etkiler ki günde 35.000 civarında karar verdiğimizi gösteren araştırmalar da mevcut. Beynimiz sürekli karar vermeye çalıştığı için enerji harcar. Ve bu yüksek enerji her seferinde neokorteksten kullanılmayabiliyor. Limbik sistemimiz de tam burada devreye girer. Limbik sistem de öyle neokorteksteki gibi yüksek riskli problem çözümleri yerine riskin minimum olduğu kararlar almaya yatkın. Şimdi eğer konfor alanınızdan çıkıp belirsizliğe gitmek istemiyorsanız daha az riskli olduğunu bildiğiniz yerde kanaat getiriyor ve bu güvende olma yolunuzu tercih ediyorsunuzdur. Ya da meşakkatın farkında olup bunu göze alanlarda aslında her şeyin farkında ancak dışarıya o adımı atmaya yatkın olmaları geçmiş tecrübelerinin olumlu izlerinin etkisi olabiliyor.

Bunlar aslında bir anlık kararlar değil yıllar içerisinde limbik sistemimizin yapmış olduğu risk analizlerinin sonucudur yani bilinç dışı karar veriyoruz duygularımız eski tecrübelerimizden destek alıyoruz yenilikleri keşfedebilmek istiyoruz. Bazen sahip olduğumuz alışkanlıklarımızla konfor alanında konforlu olup olmadığımızı sorgulamayı bırakabiliriz. Hatırlarsanız Montain'in bir denemesinde bir kadın çok sevdiği buzağısını kucağında taşırdı ve zamanla buzağı öküz haline gelmişti. Ancak onu taşımayı hiç bırakmamıştı. Kolları ağrımasına, sırtı kamburlaşmasına rağmen bırakmamıştı. Çünkü bırakma ihtimalini unutmuştu. Sanki hep onunla var olmuştu ve onunla devam etmeliydi. Demem o ki yeniyi keşfedebilmek için duygularınızın geçmiş tecrübeleriniz ve analiz becerisinin etkilerini bilmeni ve en önemli de var olduğunuz yerdeki konforunuzu sorgulamanız gerekmektedir. Konfor alanının dışına çıkmak demek her şeyi geride bırakmak demek değil. Alışkanlıklarınızı küçük adımlarla gözden geçirmek, kendinize daha çok zaman ayırıp kendinizi tanımaya aslamanız bile atılacak adımlar arasındadır. Ve en önemlisi denge. Dengede olduğunuzdan emin olmak, dengede olduğunuz yer sizin için olan yerdir. Dengenizi ve ait hissettiğiniz yerde iyi hissetmeniz dileğiyle.

Yazan : Pınar Ezgin / 30 Ağustos 2022