Ben, Kendim,  Kendilik Nesnem

Ben, Kendim, Kendilik Nesnem

Ben, Kendim,  Kendilik Nesnem

Ben, Kendim, Kendilik Nesnem

“İnsan nasıl oksijensiz bir atmosferde fiziksel olarak hayatta kalamazsa, kendisine eş duyumlu yanıtlar vermeyen psikolojik ortamda da psikolojik olarak hayatta kalamaz.” Heinz Kohut Duygu ve düşüncelerimizin altında yatanları açıklayan pek çok kuram ve pek çok da kişi vardır. Bunlardan Kohut bu dinamikleri “ Kendilik Psikolojisi” ile kendilik nesnesi kavramları ile açıklar. Der ki “ Bir insanın hayattaki en önemli ihtiyacı ötekidir, bir başkasıdır.” Orda olan, sizi gören, ihtiyaçlarınızı fark eden. Kendilik nesnesi kişinin annesi, babası, arkadaşları aslında herkeştir. Sana karşılık veren, seni onaylayan tıpkı nefes almak için ihtiyaç duyduğumuz oksijen gibidir kendilik nesnesi. Çünkü herkesin desteklenmeye, görülmeye ihtiyacı vardır. Kendilik nesnesi, kendiliğin uzantısı olarak algılanan kişidir. Erken çocukluk döneminde bu kişi bebeğe bakım verendir.
Bakım verenin;
- sabitliği,
- sürekliliği,
- kurduğu bağ,
- tutarlı davranışları,
- sevecenliği,
- empatik yaklaşımı ,
bebeğin kendilik nesnesi olan bakım verenine ait yaşantı ve duygu durumlarını, kendisininmiş gibi algılanmasını sağlar, yani bakım veren bebek için bir ayna görevi görür. Bu aynalama süreci de kendilik gelişiminin temelini oluşturur. Bebeğin aynaladıklarını içselleşme sürecinden sonra kendilik nesnesinden farklılaşma ve ayrışma başlar. Eğer bebeğin ihtiyaçları doğru şekilde karşılanmış, kabul ve onay görmüşse sağlıklı öz değer duygusu gelişerek büyüyecektir. Hayata dair bakış açısı ve beklentileri sağlıklı olacaktır. Aynalayan kendilik nesnesinden sağlıklı amaçlar oluştururken, yücelestirilmiş kendilik nesnesinden sağlıklı idealler ve değerlerden oluşan bir kişilik örüntüsü oluşur. Ancak eğer bakım verenlerin tutumları sürdürülebilir değilse, , kendi öz değerlikleriyle ilgili sorunları varsa, bebeğin ihtiyaçlarını gözetemedilerse çocuğun olgunlaşma hali gerçekleşemeyecek ve ilkel haliyle kalacaktır. Bu ne demek peki? Çocuğun öz değer eksikliği hissetmesinin temelini oluşturacak anlamına gelmektedir. Kendilik nesnesinin desteğini alamadıklarında hissedilen çaresizlik, değersizlik veya boşluk hissi tolere edilemez, onarılamazsa kendilik bozukluğuna yol açabilir. Herkesin doğduğu andan itibaren şefkate, iyi hissettirilmeye ihtiyacı vardır ve bu sayede bütünlüğümüzü korumayı öğreniriz. Beni okuyan sevgili okuyucum şimdi kaç yaşındasın bilmiyorum ama eğer bebekliğinde ihtiyacın olan şefkati bulamadığını ya da güvenli bağlar kuramadığını düşünüyorsan peki şimdi sen ihtiyacın olanı almaya, sana neyin iyi geleceğini fark etmeye ve ona alan açmaya ne dersin? Sevgiyle…
Yazan : Pınar Ezgin / 24 Haziran 2022